İnsanoğlu doğası gereği mi yoksa yaşadığı ortamdan dolayı mı bilinmez ama hep daha fazlasını ister. Basamak basamak da değil komple merdiven lazım bize yoksa doymuyoruz maazallah.
Önce bir tanışayım sonra biraz samimi olalım… Can ciğer kuzu sarması evresine geçelim ama orda da durmayalım hayatının her alanına müdahale edelim. E yakın olduk ya onun hayatına burnumu sokabilirim artık. Tabi tabi bu benim en doğal hakkım zaten. (!)
Pardon da nereden geliyor bu özgüven size anlamıyorum? Hayır, yakın olduğunuz insanın her şeyine karışabilirsiniz diye bir kanun var da benim mi haberi yok?
E ama o benim arkadaşım, o benim sevgilim yok efendim o benim evladım nidalarınızı duyar gibiyim. İyi de tapusunu almadın ya üstüne… Bırakın herkes özgürce versin kararlarını. Yapıp ettiklerinin sorumluluklarını da üstlenebilsin.
Ya her şeyden önce o hayat yine o kişiye ait. Bizim üzerinde bir tasarruf hakkımız yok ki. Bu kim olursa olsun fark etmez. Bizim insanlar üzerinde böyle bir hakkımız yok.
Çoğu kişi kararlarına ve hayatına sürekli müdahale edildiği ve kendisi de nezaketen hoşgörüyle karşıladığı için zamanla depresyona girdiğini biliyor musunuz?
Bu sadece bir örnek üstelik… İnsanlara yarardan çok zarar verdiğimizi fark etmeliyiz artık.
Kendi hayatımıza odaklanmalı kendi yaşayışımızla ilgilenmeliyiz. Şu burnumuzu artık sokmayalım artık ya ne dersiniz?