Antidepresan İkramlık Değildir Bilinçsiz Kullanılmaz
Yaşadığımız salgın hastalıklar ve doğal afetlerle birlikte toplum olarak psikolojik sarsılmanın yaşandığı bir dönemin içerisinde kaldık. Hala mücadele ettiğimiz Covid-19 ve varyantlarının günlük yaşamımızda bıraktığı etkiler, psikolojik olarak yıpranmaların arttığı önemli bir dönemi beraberinde getirdi, kaygılarımızı artırdı. Salgının beraberinde getirdiği kısıtlamalar evde geçirilen süreyi artırırken; sosyal, bireysel keyif alınan, motive odaklı etkinliklerin azalmasına, stresin ve iletişim sorunlarının artmasına sebep oldu. DoktorTakvimi uzmanlarından Psk. Kübra Uğurlu, yaşanılan bu psikolojik yıpranma sonucunda tedavi olmak ve sürecin düzelmesini isteyen kişilerin antidepresan kullanımına yöneldiğinin altını çiziyor. Bir uzmanın görüşüyle antidepresan kullananlar kadar bilinçsiz şekilde kullananlar olduğuna dikkat çeken Psk. Uğurlu, “Bilinçsiz antidepresan kullanımı, kişilerin bir uzman görüşü olmaksızın gelişigüzel kullanılan antidepresanlardır. Uzman tavsiyesi olmadan kullanılan antidepresanlar, psikolojik olarak yıkıcı etkiler yaratabilir. Antidepresanlar, eşimizin, dostumuzun bize sunacağı bir ikramlık değildir, bunu unutmamalıyız” diyor. Durumun üstesinden gelemiyorsanız bir uzmana başvurun Psk. Uğurlu, doğal afetler, salgınlar gibi olumsuz olayların artışıyla beraber; kişilerin başa çıkma becerilerinin zayıflaması, buna bağlı olarak tahammülsüzleşme gibi durumların sinir sistemindeki yıpranmayı beraberinde getirdiğini belirtiyor. Kişinin bu durumu aşmak için kendini motive edebileceği alanlara zaman ayırmasının sürecin olumsuz etkilerini azaltacağını söyleyen Psk. Uğurlu, eğer kişi üstesinden gelemeyeceği bir çöküşün içerisine girmişse bir uzman yardımı almasını öneriyor. Ülkemizde art arda yaşanan doğal afetler, yaşanan can kayıpları ve maddi kayıpların bu sürecin negatif sonuçlarını artırdığının altını çizen DoktorTakvimi uzmanlarından Psk. Kübra Uğurlu, afetzedelerin üzerinde oluşabilecek negatif durumlara şu örnekleri veriyor: Kayıpları ile yaş sürecine girme, Travma sonrası stres bozukluğu, Öfke ve dürtü durum bozukluğu, Kişilerarası ilişkilerde içe kapanma, kendini hayattan soyutlama, Yaşanılan travmatik öykü ile yüzleşmekten kaçınma, inkar etme eğilimi. Psk. Uğurlu, kaygı bozukluğu ve sonucunda depresyon gibi durumların ortaya çıkacağını söylüyor. Bu sürecin psikolojik sonuçlarını pozitife çevirmek için kişinin zamana ihtiyacı olduğunu anlatan Psk. Uğurlu, şöyle devam ediyor: “Yas süreci, stres bozukluğu, öfke gibi durumların altı ay sürmesi ve gündelik hayatın içinde işlevselliğin bozulması gibi durumlarda bir uzman desteği alınmalıdır. Bu kriterin bir sebebi de psikolojik dayanıklılık halinin kişiden kişiye değişmesidir. Yani herhangi bir tramvatik olayın sonucunda kişilerin etkilenme ve etkisinin devam etme süreci farklılaşabilmektedir.”