İnsülin kullanan diyabet hastalarına Ramazan uyarısı
Ramazan aylarında en çok teşhis konulan hastalıklardan biri de şeker hastalığı. Oruçken insülindeki dalgalanmalar belirtileri daha da alevlendiriyor ve böylelikle doktor kontrollerinde artış yaşanıyor. Yüksek risk grubunda yer alan diyabet hastalarının oruç tutmadan önce hekime başvurmaları gerektiğini belirten Bahçeşehir Üniversite Hastanesi Medical Park Göztepe Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fulya Akın, önemli uyarılarda bulundu.
“SON 3 AYDAKİ KAN ŞEKERİ ÖNEMLİ”
Tip 1 diyabetliler, insülin kullananlar ya da insülin salgısını artıran hap kullanan kişilerin oruç tutamayacağını ifade eden Prof. Dr. Fulya Akın,
“Bunun yanında son 3 aydaki kan şekeri ayarı bozuk olanlar mümkünse oruç tutmasın. Ama değerler stabilse, kalp damar hastalığı, böbrek, sinir hastalığı, kan şekeri düşüklüğünü fark edemeyecek nöropati gibi diyabete eşlik eden herhangi başka bir hastalık yoksa bu kişiler oruç tutabilir.”
diye konuştu.
Kan şekeri ayarındaki bozulmanın hayati risk taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Akın, şu uyarılarda bulundu:
“Diyabet hastalarında görülen en önemli sağlık sorunu kan şekeri ayarının bozulması. Kan şekerinin düşmesi ya da yükselmesi oruç anında görülebilir. Bu kişilerde sıvı kaybı yaşanabilir, damar pıhtılaşması sorunu açığa çıkabilir. 3 aylık kan şekeri ortalaması HbA1c, 6.5’un altındaysa, kişi son 3 ay içinde kan şekeri düşmesi veya yükselmesi sebebiyle hastaneye başvurmamışsa, kalp ve damar hastalığı, böbrek problemi ve sinir hasarı yoksa bu kişiler hekim değerlendirmesi sonucu oruç tutabilirler. Bunların oruç tutmalarında sakınca olmaz. Şeker ayarının, beslenme planının ve insülin seviyelerinin iyi olduğunu kişiler doktorlarından izin alarak teyit etmeliler.”
Önlem almadan oruç tutan kişilerde ani şeker düşmesi görülebileceğini hatırlatan Prof. Dr. Akın,
“Hipoglisemi yani kan şekerinin düşmesi çok önemli bir olay. Kişiyi komaya kadar götürebilir. Şeker düşmesinde fenalık hissi, terleme, ellerde titreme, çarpıntı, kendini kötü hissetme ve bilinç kaybına kadar giden durumlar olur. Kişilerin gün içinde şeker ölçümünü yapabilmeleri gerekiyor. Eğer kan şekeri ölçüm cihazları varsa gün içinde şekerleri 60’ın altına düşmüşse orucu bırakmaları gerekir. Kan şekerleri 300’ün üzerine çıkıyorsa yine orucu bırakmaları gerekecektir. Açlık şekerinin 80 ile 130 arasında olması gerekir. Tokluğun da 180’i geçmemesi idealdir. 60’ın altına indiği zaman ise geri dönüşümü olmayan olaylar çıkar.”
değerlendirmesinde bulundu.
“GİZLİ ŞEKERİ GÖZ ARDI ETMEYİN”
Gizli şeker adı verilen insülin direncinin toplumda çok sık görüldüğünü anlatan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fulya Akın,
“Türkiye’de 11 milyon diyabetli var. Gizli şeker hastası da ondan daha fazla. Bu kişilerde özellikle şekerli gıdalara karşı düşkünlük, yemeklerden sonra uyku hali ve halsizlik oluyor. Bu tarz kişileri değerlendirip diyet, ilaç vererek bir de egzersiz yaptırarak takip ediyoruz. O kişilerde açlığa tahammülsüzlük varsa, çok aç kaldıklarında şekerleri düşüyorsa oruç tutmalarını önermiyoruz. Genellikle ilaçla çok iyi kontrol altına aldığımız hastalar var.”
dedi.
Diyabet hastalarına Ramazan’ın vazgeçilmezi olan tatlılardan uzak durması uyarısında bulunan Prof. Dr. Fulya Akın,
“İnsülin direnci olan kişiler şekerli, şerbetli tatlıları tüketmesinler. Bunun yerine sütlü tatlıları tercih etsinler. Meyve yiyebilirler, 1 porsiyon meyve yeterli olacaktır ve meyveyi de zaten iftardan 2 saat sonra tüketmelerini öneririz. Sütlaç, güllaç, dondurma, muhallebi gibi sütlü tatlı tüketimini tavsiye ederiz.”
önerisinde bulundu.